30 Temmuz 2017 Pazar

Erzincan Çorbası

Erzincan Çorbası
Malzemeler:
Erzincan Çorbası250 gr dana kıyması
1 çay kaşığı karabiber
1 küçük soğan
3-4 diş sarımsak
1 su bardağı yoğurt
1 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı kuru nane
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
Bir çay kaşığı acı pul biber (isteğe bağlı)
1 su bardağı erişte
3 yemek kaşığı un
1 yumurta sarısı
12 su bardağı kaynar su
Erzincan Çorbası
Yapılışı:
Soğanı rendeleyin. Kıymayı, rendelenmiş soğan, karabiber ve bir miktar tuzla yoğurun. Unu bir tepsiye alın. Kıymadan misket büyüklüğünde köfteler yaparak tepsinin içine atın. Ara sıra tepsiyi sallayarak, unun köftelere sarılmasını sağlayın.

Kaynar suyu ve tuzu bir tencereye alın. Orta hararetli ateşte kaynarken, erişteleri suya ekleyin.  10 dk kapak aralık kaynatın. Sonra köfteleri ekleyin. 10 dk da bu şekilde pişirin. Bir yanda yoğurt ve yumurta sarısını çırpın. Kaynayan çorbanın suyundan bir kepçe ekleyin ve karıştırın. Bu terbiyeyi çorbaya ekleyip beş dk kadar daha pişirin. Pişen çorbanızı ateşten alın.

Sos tavasına yağları alın. Kısık ateşte eritin. Sarımsakları doğrayın ve salçalarla ve istenirse acı pul biberle birlikte yağa ekleyin. Salça kokusu çıkıncaya kadar karıştırarak kavurun. Naneyi ekleyip sosu ateşten alın. Çorbanızın üzerine döküp, bir kez karıştırın.

Çorbanız servise hazırdır.

Afiyet olsun.

Sema BİLGİN

25 Temmuz 2017 Salı

Böğürtlen Reçeli

Böğürtlen Reçeli

Şimdi çok iyi bir Kimya öğretmeni olan sevgili dayım Recep Yılmaz'a ithafen...

Bayılıyorum eski deyişlere! Mesela biz köyde böğürtlene "mora" deriz. "Mezirelerde" çokça bulunur ve "evenisi" (aşılısı) kadar olmasa da, epeyce büyük ve çok lezzetli olur. "Komar" ve "zifin" (orman gülü ve zakkum) ağaçlarıyla "manefter" ve "ifteri" (iki farklı çeşit eğrelti otu) yapraklarının arasında yetişir. 

Tüm bunlarsa bana,...

...anneannemle geçirdiğim uzun yazları,...

...onun ineklerini,...

...mezire evimizi,...

...uçsuz bucaksız yamaçlardaki çayırları,... 

...koru meşenin içinden geçen ve akşam eve dönüş yolunda koşarak indiğim patikaları,...

...benden sadece beş yaş büyük olan ve hayranı olduğum Recep Dayı'mı...

...onun, yer yer uçurumlardan geçen bu patikanın çökmüş olan bir bölümünde becerikli bir kahraman gibi yuvarlanmadan koşarak geçişini,... 

...uzun yaz gecelerinde "istinki odanun" (üstünkü odanın) damına çıkıp birlikte yıldızları izleyişimizi...

...ve özgür geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarımı hatırlatır. 

Ve derim ki:" Ne güzel insanlarım varmış!...
                     ve ne güzel yaşamışım!"


Böğürtlen Reçeli
Bögürtlen Receli Ìçin Malzemeler:
Bir kg böğürtlen
Bir kg toz şeker
Bir fincan su
Bir silme çay kaşığı tereyağı

Yapılışı:
Böğürtlen ReçeliBöğürtlenler yıkanır. Şeker ve su derin bir tencereye alınır. Kısık ateşte kaynamaya bırakılır. Kaynayan şekere tereyağı ve böğürtlenler atılır. Kapak yarım açık olarak tekrar kaynamaya bırakılır. Bu esnada başında durmak gerekir. Taşmasına izin verilmeden, kaynayan tencerenin kapağı açılır.

Böğürtlen Reçeli20 dk kadar pişen reçel kontrol edilir. Tahta kaşıkla suyundan az bir miktar alınarak bir tabağa damlatılır. Reçel kaşıktan damlarken uzuyorsa veya tabağa damlatılan reçelin suyu yoğun akışkansa, olmuş demektir. Yoksa bu sağlanıncaya kadar başında bekleyerek ve kontrollü olarak kısa bir süre daha pişirilmeye devam edilir.

Pişen reçel ateşten indirilir ve tencerede bekletilmeden kavanozlara alınır. Hemen tüketilecekse kapak açık olarak soğumaya bırakılır. Soğuyunca kapakları kapatılır. Hemen tüketilmeyecekse, sıcakken kapaklar kapatılarak kavanozlar ters çevrilir. Böylelikle soğuyan reçel vakumlanmış, başka bir deyişle konservelenmiş olur.

Kolay gelsin, bereketli olsun.

Sema BİLGİN

Mürdüm Eriği Reçeli

Mürdüm Eriği Reçeli


Eskiden Trabzon Havaalanı'nın hemen üzerindeki yerleşim yeri de,  "havaalanı" olarak anılırdı. Hafızamda kalan en eski hatıraların bir kısmı bu bölgeye aittir. 

Yaşamımızın bir kesitinin geçtiği bu yer, geniş fındıklıkların, büyük bahçeli müstakil evlerin ve kenarlarını defneyle karayemiş ağaçlarının süslediği toprak yolların olduğu güzel bir yerdi. 

Deniz tertemizdi. Kıyılar bozulmamıştı. Doğa, kah çakıl taşları, kah siyah kumlarla bezenmiş, yazın çarşaf gibi denizin yaladığı, kışın deli dalgaların dövdüğü uzuun sahilleri, cömertçe sunuyordu. Buralar denize girmek için ideal yerlerdi.

Herkes bahçe yapardı. Toprak bereketli ve ürünler lezzetliydi. Mesela hatırladığım en güzel domates burada yetişirdi. Yan arsa komşumuzun yetiştirdiği ve dalından "çıt" diye koparılan domateslerin kokusu bizim eve kadar gelirdi. 

Cins olarak buradaki görselde yer alan eriklerden daha küçük, kokulu ve daha lezzetli çeşitteki mürdüm eriği ağaçları da bu bölgedeki bahçelerin ayrılmaz bir parçasıydı. Ağustosta tam olgunluğa eriştiğinden, "ağustos eruği" olarak, en güzel erik reçeli bu erikten yapıldığından, "reçel eruği" olarak da anılırdı. Hala da öyledir. Ama geçen yaklaşık 40 yıl içinde çok şey değişti. Bizim havaalanı, uluslararası trafiğe açılıp "havalimanı" oldu. Kıyılar tartışmalı bir şekilde doldurularak bölünmüş duble yollar yapıldı. Ne fındıklıklar, ne defne, ne karayemiş ağaçları, ne de mürdüm erikleri kaldı. Apartmanların aralarında sıkışmış bir kaç agaç görmek mümkün. Ama geçmişte yemyeşil olan bu araziler, ne yazık ki artık beton yığınları altında kaldı. Yok olan tarım arazilerinin cömert ve uçsuz bucaksız olan geçmiş görüntüleri  benim hatıralarımda...

Geçmişte biraz gezindikten sonra, hadi tarife geçelim! Gururla belirteyim, burada tarifini vereceğim mürdüm eriği reçelinin meyveleri, bahçemizden. Şu an henüz olgunluğa ulaşmayan eriklerin resimleriyse geçen yıla ait. Piyasada farklı erik türleri bulmaniz ve bunlarla aynı tarifi uygulamanìz mumkun.

Kolay gelsin, bereketli olsun.

Malzemeler:
Bir kg mürdüm eriği
1/2 kg toz şeker
Bir fincan su
5-6 damla limon suyu veya bir küçük parça limon tuzu
Bir silme çay kaşığı tereyağı

Yapılışı:
Erikleri yıkayarak çekirdeklerinden ay. Elma dilimi gibi 6-8 parçaya dilimlenir.

Şeker ve suyu derin bir tencereye alın. Kısık ateşte kaynamaya bırakın. Kaynayan şekere tereyağı ve erikleri atın. Kapak yarım açık olarak reçeli tekrar kaynamaya bırakın. Bu esnada başında durmak gerekir. Taşmasına izin vermeden, kaynayan tencerenin kapağını açın.

20 dk kadar pişen reçeli kontrol edin. Tahta kaşıkla suyundan az bir miktar alarak bir tabağa damlatın. Reçel kaşıktan damlarken uzuyorsa veya tabağa damlatılan reçelin suyu yoğun akışkansa, olmaya yakın demektir. O zaman limon tuzu veya limon suyu ekleyerek beş dakika daha pişirerek ocaktan alın.

Pişen reçeli tencerede bekletmeden kavanozlara alın. Zira çelik tencerede bekleyen reçel pişmeye devam eder. Hemen tüketecekseniz kavanozun kapağı açık olarak reçeli soğumaya bırakın. Soğuyunca kapakları kapatın. Hemen tüketilmeyecekse, sıcakken kapakları kapatarak kavanozları ters çevirin. Böylelikle soğuyan reçel vakumlanmış, başka bir deyişle konservelenmiş olur. Soğuyan kavanozları tekrar düz çevirip kapaklarını elinizle iyice sıkıştırın.

Reçelleriniz hazırdır.

Afiyet olsun.


Not: Burada verdiğim reçel pişirme yöntemini, elma, armut, şeftali, kayısı ve dut için de uygulayabilirsiniz.






Kaymaklı Lavaş Pidesi

Kaymaklı Lavaş Pidesi
Yazın sulu yemeklerdense, zeytinyağlılar, kızartmalar, kuru yemekler, kebaplar ve ızgaralar daha çok tercih ediliyor. Çocuklar da ekmek arası ve dürüm tarzı yemekleri daha çok seviyorlar. Hafta sonu benim de canım arnavut ciğeri çekince, biraz da kendimi şımartmak istedim. 

Çocuklar tatsalar da, çiğeri öyle çok iştahlı yemiyorlar. Yine de alternatif bir şey yapmazsam belki yerler, dürüm yaparsam belki onlar da severler diye düşünüp, kendi yaptığım lavaş pideler, sumaklı soğan ve ayrandan mütevellit akşam yemeğimizi hazırladım. 

Sonuçta arnavut ciğeri değil ama, lavaşlar ayranla birlikte çocuklar tarafından  süpürülünce, bana da burada onların tarifini vermek düştü. 😊

Malzemeler: 
150 gr kaymak
Bir çay bardağı sıvı yağ
2 kaşık yoğurt
6 su bardağı un
Bir su bardağı ılık su
Bir çorba kaşığı instant hamur mayası veya 45 gr yaş bira mayası
Bir yemek kaşığı şeker
Tuz

Kaymaklı Lavaş PidesiYapılışı:
Ilık su, maya ve şeker, yoğurma kabına alarak karıştırın. Beş dk kadar bekletin. Karışımın üzerinde maya kabarcıklarının biriktiğini göreceksiniz. Bu aşamada diğer hamur malzemeleri de ekleyerek iyice yoğurun. Oldukça yumuşak bir hamur elde edeceksiniz. Hamur 2-3 kat oluncaya kadar üzeri kapalı olarak mayalanmaya bırakın. Nispeten sıcak bir ortamda mayalanma daha hızlı gerçekleşecektir.

Kaymaklı Lavaş PidesiBen lavaşlarımı pişirmek için 30 cm çapında düz teflon tava kullandım. Hamur mayalanınca, kullandığım tavanın büyüklüğüne uygun olarak, yumruğumun yarısı kadar büyüklükte bezeler koparıp yuvarladım. Bu miktardaki hamurdan 14 beze elde ettim.

Bezeleriniz hazır olunca tavanızın kısık ateşin üzerine alın. Her bir bezeyi unlayarak merdane ile tavanız büyüklüğünde yuvarlak açın. Bir yandan açın, bir yandan da, ısınmış tavada arkalı önlü kızartın. 

Kaymaklı Lavaş PidesiAçılan yufkaların unlarını ne kadar silkeseniz de, pişirme sırasında tavada un kalacaktır. Bunların 
iyice yanarak lavaşa yapışmaması için ara sıra kuru bir bezle veya kalın bir kağıt havluyla, elizini yakmadan temizleyin.

Kızarttığınız lavaşları üst üste dizin. Sıcak ve yumuşak kalmalarını istiyorsanız, lavaşların üzerini kapatın ve hatta sofra bezine sarın. İsterseniz anında tüketin. Ama ertesi ve hatta daha ertesi gün yiyeceğiniz lavaşların yumuşaklığını ve lezzetini aynı şekilde koruduğunu da göreceksiniz. 

Kaymaklı Lavaş PidesiBen kahvaltıda yemeyi de, sade atıştırmayı da çok sevdim. Fazla yaparsanız buzlukta da saklayabilirsiniz. Bundan gerisi size ait.

Bereketli olsun, kolay gelsin.

Sema BİLGİN


24 Temmuz 2017 Pazartesi

Sakız Sardunya

Sakız Sardunya
Blogumu yemek tariflerinin yer aldığı bir site olarak tasarlamama rağmen, biraz tariflerin dışına çıkarak diğer uğraşlarımdan bahsetmek istiyorum. Umarım bundan siz de hoşlanırsınız.

Bana yemek pişirmek kadar zevk veren şeylerden biri de bahçe işleri. Çocuklarım, işim ve evim arasında geçen koşuşturma sırasında toprakla uğraşmak, bana adeta hareketlerimi yavaşlatıp ruhumu sakinleştiren bir terapi, doğayla ve gerçek varlığımla bütünleşmemi sağlayan bir kesit sağlıyor.

Son dört yıldır balkonumun kenarlarına yerleştirdiğim saksılara sardunya dikiyorum. Bakımı diğer çiçek türlerine göre oldukça kolay. İç ve dış mekanlarda yetiştirilebilen, toprağa kolay tutunan ve çok bakım istemeyen bir tür olması, benim şartlarıma çok uyuyor. Salkım gibi görüntüleri ve renklerine olan tutkumdan dolayı, sakız sardunya tercih ediyorum. 

Sakız Sardunya

İlk yıl çok güzel gelişmişlerdi. Ancak tecrübesizliğimden ve zaman ayırıp kapalı bir yere alamadığımdan, kışın donmalarına sebep oldum. İkinci yıl tekrar alıp diktim. Bu kez azmedip, doğru zamanda bodruma almama rağmen, yine de donmalarının önüne geçemedim. Geçen yıl diktiklerimi de dışarıda bıraktım. 

Bu yıl diktiğim sardunyalar da ilk yıl diktiklerim kadar güzel oldu. İtiraf edeyim, ilk yıl çiçek coşturan kimyasal bir sıvı kullanmıştım. Ama bu yıl asıl tüyoyu satıcısından aldım: sebze bahçem için temin ettiğim ve yedeğimde bolca bulunan yanmış inek gübresi!  Anlayacağınız benim sardunyalar da "organik" besleniyorlar. 

İki günde bir kuru yaprak ve çiçekleri üzerlerinden temizliyorum. Bu kadar güzel olunca, kıyamıyorum. Havalar iyice soğuyup sertleşince, bir kez daha başka ve daha sıcak bir kapalı alanda korumayı deneyeceğim. Belki bu kez onları korumayı başarabilirim.

Sema BİLGİN

10 Temmuz 2017 Pazartesi

Etli Taze Bamya

Etli Taze Bamya
Çocukların ve pek çok yetişkinin, içindeki sümüksü yapıdan dolayı yemek istemediği yaz sebzesi! Benim de çok geç tanıştığım bamyanın oysa ki ne çok faydası var! 
  • Folik asit ve lif kaynağı
  • Vitamin ve mineraller yönünden zengin
  • Zengin A ve C vitamini içeriyor
  • Kan şekerinin dengelenmesine yardımcı
  • Çok düşük kalorili
Tüm bu faydalarına rağmen onu itici kılansa, içindeki sümüksü yapı. Oysa doğru hazırlama ve pişirme yöntemi uygulanırsa, bu yapıyla karşılaşmamak ve çok lezzetli bir yemek elde etmek mümkün. Bu tarifte bunu sağlamanın iki püf noktası var: Birincisi bamyayı hazırlarken uygulanan ayıklama yöntemi, diğeriyse, içinde bekletildiği limonlu su. Tarif mi? O da işte burada!


Malzemeler:
    Etli Taze Bamya
  • 1/2 kg taze bamya
  • 1/2 kg kuşbaşı et
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 1 büyük domates veya bir tatlı kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası (tatlı veya acı olması isteğe bağlı)
  • 1/2 limon
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı tereyağ
  • 5 su bardağı kaynar su
  • tuz
Yapılışı:
Bamyaları iyice yıkayarak varsa kumundan ve üzerindeki olası ilaç kalıntılarından arındırın. Temizlenen bamyaları tepelerinden kubbe şeklinde ayıklayın. Bunu yaparken bamyaları keserek içinin açılmamasına özen gösterin. Bu şekilde bamyada mevcut sümüksü yapı, beklerken de, pişerken de sebzenin içinde kalacaktır.

Uygun büyüklükteki bir kaba soğuk su alın. İçine yarım limonu sıkın. Bamyaları hazırladığınız bu limonlu suya atın. Hazırlanan su bamyaları tamamen örtmelidir. Gerekliyse su ekleyin. Üzerine ağır bir tabak veya tencere kapağı koyarak, bamyaların suyun içinde kalmalarını sağlayın. 

Soğanı ve domatesi soyup yemeklik doğrayın.

Etli Taze BamyaYağlarla etleri tencereye alıp, orta hararetli ateşte suyunu salıp çekinceye kadar birlikte kavurun. Suyunu çekip yağına kalan etlere soğanı ekleyip, soğanlar saydam bir görünüm alana kadar sote edin. Salçayı ekleyerek, kokusu çıkana kadar kavurun. Doğranmış domatesi de ekleyerek kavurun. 3 su bardağı kaynar su ekleyerek, kısık ateşte ve kapak kapalı olarak etleri 40 dk kadar pişmeye bırakın. 

Etli Taze BamyaPişmeye yakın olan etlere, bamyayı beklettiğiniz sudan bir su bardağı ekleyin. tekrar kaynayınca yemeğin tuzunu atın ve karıştırın. Tuz erimiş olacaktır. Hemen bamyaları ve karabiberi ekleyerek, kapak kapalı ve çok kısık ateşte 20 dk kadar tekrar pişmeye bırakın. Su seviyesini kontrol edin. Gerekiyorsa kontrollü olarak kaynar su ekleyin. 

Bamyaların pişmesi sırasında çok fazla karıştırmayın. İlk 10. dk'da tahta kaşıkla şöyle bir alt üst etmeniz yeterli olacaktır. Yemeğinizin su seviyesi, piştiğinde bamyaların seviyesinden iki parmak kadar aşağıda olmalıdır.

Kolay gelsin, bereketli olsun.

Sema Bilgin


Domates Soslu Makarna

Domates Soslu Makarna
Makarna her türlü yenir! Çeşidi ve farklı pişirme yöntemleriyle yaz kış, büyük küçük herkesin sevdiği bir yiyecek. Domates soslu olanı ise, ben yaz mevsimine daha çok yakıştırıyorum. Domates sosunu ister sade, isterseniz değişik baharatlarla zenginleştirerek kullanabilirsiniz. Domates soslu son makarna deneyimimi sizlerle paylaşıyorum.

Malzemeler:
İstediğiniz çeşitte yarım paket makarna
3 adet orta boy domates
Bir sivri biber
Bir küçük kuru soğan
Bir tatlı kaşığı kekik
8-10 yaprak fesleğen
3-4 diş sarımsak
Bir çay kaşığı karabiber
İki yemek kaşığı sıvıyağ
Bir tatlı kaşığı tereyağ
Kaynar su
Tuz
Domates Soslu Makarna
Yapılışı:
Makarnayı tuzlu suda haşlayın ve süzün.

Makarna pişerken bir yanda soğanı, sarımsağı ve domatesi soyarak yemeklik doğrayın. Biberlerin sap ve çekirdeklerini ayıklayıp incecik doğrayın. Yağlarla soğanı ve biberi orta hararetli ateşte hafif pembe kavurun. Domatesi ekleyip sote edin.

Doğranmış fesleğen yapraklarını, sarımsağı, baharatları ve tuzu ekleyin. Domatesler iyice pişip suyunu çekinde, sosunuz hazırdır. Hazırlanan sosu makarnanıza döküp alt üst edin. Sosun makarnaya iyice karışmasını sağlayın. Ayran, yoğurt veya cacıkla birlikte ikram edin.

Afiyet olsun.


7 Temmuz 2017 Cuma

Şeftali Reçeli

Şeftali Reçeli
Malzemeler:
Şeftali ReçeliBir kg sert şeftali
1/2 kg toz şeker
Bir fincan su
5-6 damla limon suyu veya bir küçük parça limon tuzu
Bir silme çay kaşığı tereyağı

Yapılışı:
Şeftaliler yıkanarak soyulur. Elma dilimi gibi 12 parçaya dilimlenir. Bu esnada çekirdeği de çıkarılmış olur.

Şeftali ReçeliŞeker ve su derin bir tencereye alınır. Kısık ateşte kaynamaya bırakılır. Kaynayan şekere tereyağı ve şeftaliler atılır. Kapak yarım açık olarak tekrar kaynamaya bırakılır. Bu esnada başında durmak gerekir. Taşmasına izin verilmeden, kaynayan tencerenin kapağı açılır.

20 dk kadar pişen reçel kontrol edilir. Tahta kaşıkla suyundan az bir miktar alınarak bir tabağa damlatılır. Reçel kaşıktan damlarken uzuyorsa veya tabağa damlatılan reçelin suyu yoğun akışkansa, olmaya yakın demektir. O zaman limon tuzu veya suyu eklenerek beş dakika daha pişirilerek ocaktan alınır.

Şeftali ReçeliPişen reçel tencerede bekletilmeden kavanozlara alınır. Hemen tüketilecekse kapak açık olarak soğumaya bırakılır. Soğuyunca kapakları kapatılır. Hemen tüketilmeyecekse, sıcakken kapaklar kapatılarak kavanozlar ters çevrilir. Böylelikle soğuyan reçel vakumlanmış, başka bir deyişle konservelenmiş olur.

Afiyet olsun.


Şeftali ReçeliNot: Burada verdiğim reçel pişirme yöntemini, elma, armut, mürdüm eriği, kayısı ve dut için de uygulayabilirsiniz.





Şakşuka (Antalya Yöresi)


Şakşuka
Yaz denince aklıma gelen ilk yemeklerden biridir şakşuka! Yapımı da yemesi kadar zevkli. Ayrıca içinde domates, sarımsak, sirke, zeytinyağı ve biber barındırıyor olması, onu daha da bir zengin kılıyor. Temel olarak patlıcan, patates ve biberden oluşsa da, kabak ve havucu da bu sebzelere ekleyebilirsiniz. Bence o da çok yakışır. Ben kahvaltıda da yemeyi çok seviyorum. Yanında karpuzla...mmmm....tam bir yaz yemeği! 


ŞakşukaMalzemeler:

  • 2 iri kızartmalık patates
  • 2 iri patlıcan
  • 5-6 adet yeşil sivri biber
  • 4 iri domates
  • 4-5 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • Bir yemek kaşığı elma sirkesi
  • Tuz
  • Kızartmak içi sıvıyağ

Yapılışı:
ŞakşukaSebzeler yıkanıp ayıklanır. Patlıcanlar alacalı soyulup küp küp doğranır. Acı suyunun çıkması için tuzlu suda 20 dk kadar bekletilir. Süre sonunda sıkılarak kağıt havlu üzerine alınır.

Patatesler soyularak, patlıcanlar gibi küp küp doğranır. Biberlerin çekirdekleri ayıklanır. Patlıcan ve patateslere uygun büyüklükte doğranır.

ŞakşukaDomateslerin zarları çıkarılır. Yemeklik doğranarak bir tencereye alınır. Sarımsaklar ezilir ve tuz, sirke ve zeytinyağıyla birlikte tencereye eklenir. Orta hararetli ateşte, domatesler suyunu çekinceye kadar pişmeye bırakılır.

Diğer yanda hazırlanan derin kızartma yağında, sırayla önce patatesler, biberler ve son olarak patlıcanlar kızartılır. Fazla yağının alınması için kağıt havlu üzerine alınır. Kızartma işlemi bittiğinde, fazla yağı alınmış tüm sebzeler hazırlanan domates sosuyla, ezilmeden ve şekilleri bozulmadan harmanlanır. Son olarak servis sunum tabağına alınarak servis edilir.

Afiyet olsun.


4 Temmuz 2017 Salı

Zeytinyağlı Sakız Kabağı

Zeytinyağlı Sakız Kabağı


Malzemeler:
Zeytinyağlı Sakız Kabağı
Zeytinyağlı Sakız Kabağı
  • 1/2 kg sakız kabağı
  • Bir küçük kuru soğan
  • İki yeşil sivri biber
  • İki küçük domates
  • Bir silme tatlı kaşığı tatlı biber salçası
  • 2 yemek kaşığı yemeklik zeytinyağı
  • 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • Bir çay kaşığı toz şeker
  • Bir su bardağı kaynar su
  • Bir tutam dereotu
  • Tuz
Zeytinyağlı Sakız Kabağı
Yapılışı:
Tüm sebzeleri yıkayıp ayıklayın. Domateslerin zarlarını, soğanın kabuklarını soyun. İsteğinize bağlı olarak kabuklarını soyduğunuz veya üzerinde bıraktığınız kabakları, yemeklik kalınca doğrayın.

Soğanları ve biberleri söğüş doğrayın. Yemeklik zeytinyağı ile birlikte tencereye alın. Orta hararetli ateşte soğanlar saydam bir görünüm alana kadar sote edin.

Domatesleri söğüş doğrayarak soğanlara ekleyin. Birlikte bir dk kadar sote edin. Domatesler suyunu salacaktır. Bu sırada kabakları, tuzu, şekeri ve kaynar suyu ekleyin. Kapak kapalı olarak çok kısık ateşte pişmeye bırakın. Ara sıra dibini kontrol edin. İhtiyaç olursa kontrollü olarak kaynar su ekleyebilirsiniz.

Kabaklar piştiğinde yemeği ılımaya bırakın. Ilınınca servis kasesine alarak üzerine sızma zeytinyağı gezdirin. Doğranmış dereotlarıyla süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.

Not: Bu tarif 05/07/2017 tarihinde Nefis Yemek Tarifleri sitesinde yayınlanmıştır.




Tava Böreği (Hazır Yufkadan)

Tava Böreği




Sarıtaş yaylası Tava Böreği
☺Bayram tatilini değerlendirip yaylada olduğumuz süre boyunca bir ben, bir İnci'm (küçük kız kardeşim) yemekleri yaptık. Kardeşlerin mahareti, annemin mutfağının bereketiyle birleşince, ha bire döktürdük. Bereket hava çok güzeldi de, dağlara ve derelere doğru her gün çıktığımız yürüyüşler sayesinde kilomuzu koruyarak geri dönebildik.
Her yapılan yemeği çekme şansım olduysa da, bu sefer "tatil" yapmaya karar verdiğimden, buna bilerek pek zaman ayırmadım. Yine de annemin kuymak şöleninin kısa videosunu ve İnci'nin nefiss tava böreğinin resmini çekmekten kendimi alamadım. 

Kuymak tarifini daha önce vermiştim. O yüzden ona değinmiyorum. Burada tava böreğinin tarifini vermek istiyorum. 

Görseli bana ait olan tava böreğinin yapımı, kardeşim İnci'ye ait. 

Malzemeler:
    Sarıtaş Yaylası Tava Böreği
  • Üç adet hazır el yufkası
  • 2 yumurta
  • Yarım su bardağı süt
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • 2/3 kalıp parçalanmış beyaz peynir
  • 5-6 dal temizlenip doğranmış maydanoz
  • 30-35 cm çapında derin, yapıştırmayan bir tava
  • Tavaya yapışmaması için 4 kaşık kızartma yağı
Yapılışı:
Peynir ve maydanozlarla böreğin iç harcını hazırlayın. İki yumurta süt ve sıvıyağı birlikte çırparak bir sos hazırlayın.

Tavaya iki kaşık kızartma yağını alarak, tavanın tüm yüzeyini yağlayın. Bir yufkayı bütün olarak tavaya serin. Yufkanın artan kısmını tavanın kenarlarından sarkıtın. Hazırladığınız sostan 2-3 kaşık yufkanın tabanında gezdirin.

İkinci yufkayı büzüştürerek bu yufkanın üzerine yerleştirin. Eşit bir dağılım sağlamaya özen gösterin. Bunun üzerine sosun ve peynirli için yarısını bu katın üzerine eşit olarak dağıtın.

Üçüncü yufkayı ve kalan sosla peynirli içi de aynı şekilde yerleştirerek yeni bir kat elde edin. En alttaki yufkanın sarkan kenarlarını toparlayarak böreğin üzerini kapatın. Tavayı bu şekilde ve üzeri kapalı olarak çok kısık ateşin üzerine alın. Böreğin altını bir spatula yardımıyla kontrol edin.

Nar gibi kızardığında, düz bir tava kapağı veya uygun büyüklükte bir servis tabağı yardımıyla alt üst edin. Bu arada kalan 2 kaşık kızartma yağını, diğer tarafı kızartırken tavaya eklemeyi unutmayın. Her iki taraf da eşit şekilde kızardığında, böreği düz bir servis tabağına alarak ılımaya bırakın. Ilınıp dinlenen böreği istediğiniz şekilde dilimleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.

Not: Bu tarif 05/07/2017 tarihinde Nefis Yemek Tarifleri sitesinde yayınlanmıştır.



3 Temmuz 2017 Pazartesi

Menemen

Menemen
Heralde 4-5 yaşlarındaydım. Annem ve teyzemlerle birlikte anneannemin Boztepe'deki evindeyiz. Çarşıdan gelmişiz. Annemler domates, biber ve yumurtayla öyle güzel bir yemek yapıyorlar ki, yemek istemediğim halde, kokusuyla mest oluyorum. Ve bu koku beni o kadar etkilemiş ki, aklım erdiğinde anneme soruyorum. "O yemek neydi?" diye. "Menemendi" diyor. Sebzeler henüz doğallığını koruduklarından mı bilmiyorum. Fakat hayatımda o kadar güzel kokan ve onca iştahla yenen bir menemen görmedim. 

O yönde seyahat edenler iyi bilirler. Samsun'un Kavak ilçesi Çakallı Mevkii de menemeniyle meşhur. Yol boyu menemen sunan büyük küçük tesisler görürsünüz. Yalnızca yumurta sarısı kullanılarak, soğansız ve oldukça sulu yapılan menemen, doğrusu beni pek cezbetmedi. Yalnızca sarısı kullanıldığı için, yumurta kokusunu baskın olarak hissediyorsunuz. Bu benim tercih ettiğim bir şey değil. Yine de, eşim de dahil olmak üzere müşterisi azımsanmayacak kadar çok. 

Benim menemen yorumumsa şöyle:

Malzemeler:
Menemen
  • Bir küçük soğan
  • 3-4 sivri biber
  • 3 iri domates
  • 2-3 diş sarımsak
  • Bir çay kaşığı kekik
  • 2-3 yumurta
  • Üç yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz

Yapılışı:
MenemenSebzeleri yıkayıp ayıklayın. Domateslerin zarlarını çıkararak küp küp doğrayın. Soğan, sarımsak ve biberleri yemeklik doğrayın.

Yağ, soğan ve biberi tencereye koyarak kısık ateşe alın. Hafif pembeleşince domatesi ekleyin. Domatesler suyunu salınca sarımsak, tuz ve kekiği ekleyerek bir kez karıştırın. Kapağını yarı kapatarak, domateslerin suyunu epeyce çekmesini bekleyin.

Yemeğin suyu tamamen çekilmeden, yumurtaları kırın. Ateşi iyice kısın. Kapak kapalı olarak, yumurtalar istediğiniz kıvamda pişince, tencereyi ocaktan alın. Menemeniniz servise hazırdır.

Afiyet olsun.